Pazartesi, Aralık 09, 2013

BİR GERİ DÖNÜŞÜM

İşte sizlere çok ilgimi çeken bir geri dönüşüm projesi daha...




İlk bakışta ne olduğunu anlayamadığım, anlayınca da  "yok artık "dediğim bir objeydi bu... Bir çatal...
Bir internet sitesinde gördüm ve hemen yapmaya karar verdim. İhtiyacınız olanlar :




*Çatal
*Kargaburnu
*Sprey Boya

Hepsi bu kadar. Öncelikle çatalın uç kısmından başlıyoruz. Ortada kalan iki sivri ucu yukarıya doğru düzgün bir şekilde kıvırıyoruz. Kenarlarda kalan uçları da aynı şekilde kargaburnu yardımıyla dışa doğru kıvırıyoruz. İşimizin büyük bir kısmını hallettik sayılır. 

Çatalın tutulan kısmını da estetik bir şekilde ovalleştiriyoruz. Artık boyama işlemine geçebiliriz. Ben altın renk kullandım ama siz istediğiniz rengi seçebilirsiniz. Kuruması için biraz bekledikten sonra üst kısmına istediğiniz bir süsleme yapabilirsiziniz. Artık resim tutacağımız hazır.


Küçük bir resminizle daha da güzel duracaktır...


Aslında ben iki tane yapmadığım için pişmanım. Aynısından bir tane daha yapıp takım olarak da kullanabilirsiniz.  

FOTOĞRAFLI SAAT

Herkese merhaba,

Fotoğraflar... 

Benim için çok değerlidir... Sadece bir fotoğrafa bile saatlerce bıkmadan bakabilirim. Kimi zaman bir günümü sadece fotoğraflara bakmakla geçirmişimdir. Evimizde de istiyorum ki, her yerde fotoğraflarımız olsun her an bakabileceğim...

İşte bu yüzden epeydir aklımda olan bir resim  saat projesini hayata geçirdim. Gün boyunca en sık bakılan objelerden birisiydi saat ve artık bizim siyah beyaz fotoğraflarımızı gösteriyordu. Her sayı ayrı bir anı taşıyor, her saat ayrı bir anlam kazanıyordu. Bunu çok sevdim gerçekten. 

Sizler de yapabilirsiniz. 12 adet küçük çerçeve ve ortasına bir saat, rakamları kapatılmış. Her çerçeveye bir resim yerleştirin ve her bir resim saatin bir sayısı olacak şekilde evinizin en güzel köşesine uygulayın. 

Yapımı çok  kolay ve sizin için özel bir obje bence. Fotoğrafını ekliyorum bakınca ne kadar basit ama ne kadar anlamlı olduğunu göreceksiniz.

Hatta size bir öneri; her saat sizde neyi çağrıştırıyorsa ediyorsa, oraya ona uygun bir resim koyabilirsiniz. 

Deneyecek olanlara şimdiden kolay gelsin diyorum. 


GELİN BALIK

Geçtiğimiz Cumartesi gününü balık aramakla noktaladık...

Melis'in "Bir sorunumuz var, benim hiç gelinlikli balığım yok " demesiyle başladı her şey. Öğleden sonra ne kadar petshop varsa dolaşıldı, gelinlikli balık bu... Olmazsa olmaz...Artık saat akşam 8 olmuştu ve biz bitkin halde balık arayışındaydık. Sonu hüsranla biten her arayışın ardından Melis'in iki damla yaş süzüldü yanaklarından.... En sonunda belki de kendini mecbur hissettiğinden," İşte bu gelinlik giymiş " demesiyle hepimiz bi oh çektik derinden... Aslında bildiğiniz Japon balığıydı kabul ettiği ama nihayet bizim için maraton bitmişti.

Gelin balığımızın yanına bir de damat balık ekleyerek yeni evlerine getirmiştik. Herkes çok mutluydu. Çocukların sevinçleri ise görülmeye değerdi... Bu yorgun balık macerası Mert'in hepimizi güldüren şu sözleriyle son bulmuştu:


"Bu balık çok yaramazmış, adı Mert olsun mu ?.." 





Bİ TAVSİYE....





Ben bir köfte sever olarak Ankara'da yediğim ender köftecilerden birini tavsiye etmek istedim sizlere. Kazım Karabekir'de yerleri. Öyle çok lüks bir yer beklemeyin, küçük ama sıcak ve samimi bir ortam. Çalışanları da oldukça ilgililer. Öğle saatinde ve mesai bitiminde giderseniz yer bulamayabilirsiniz. Bu saatlerde gidebilmek için rezervasyon yaptırmalısınız.

Köftesi bana göre diğerlerinden oldukça farklı. O lüks restaurantlarda yediğim köftelere hiç benzemiyor. Köfteniz, közlenmiş domates, közlenmiş biber, közlenmiş sarımsak, (Ben sarımsağı hiç sevmememe rağmen burada nasıl oluyorsa yiyorum, sarımsak olduğu anlaşılmıyor bile) her çeşit yeşillik, piyazlar ve sıcacık tereyağlı lavaş eşliğinde geliyor. Kimyonsuz da yenmiyor. Yanında geliyor. Tercihe bağlı tabii... 1 porsiyon yetmiyor, en az bir buçuk istemelisiniz. 

Yalnız öğle saatinde ve mesai bitiminde giderseniz yer bulamayabilirsiniz. Bu saatlerde gidebilmek için rezervasyon yaptırmalısınız. Aslında ben yemek konusunda inanılmaz seçiciyimdir. Açlıktan ölsem bile yine de bilmediğim bir yerde yemek yiyemem. Buraya da tavsiye üzerine gitmiştik ama şimdi müdavimi olduk...

İletişim bilgilerini sizin için buldum, buradan ulaşabilirsiniz...

Damak zevki bu, herkesin ki farklı olabilir tabii ama bence Kazım Karabekir'e yolunuz düşerse ŞAHİN USTA'ya bi uğrayın derim.

Ha bi de kaymaklı künefe yemeyi de unutmayın...  :-)


Related Posts with Thumbnails